*** 10 yıl... 10 yıldır buraya yazmamışım. Nereden başlanır, nasıl yazılır, o bile kaybolmuş bende. Başlayalım, gerisi gelir herhalde...
*** Geçen yılların özetiyle başlayayım. 10 yıl yaşlandım, bir sürü konuda fikrim değişti. Ben de birey olarak değiştim. Zaten 10 yıl önceki halimde kalmam garip olurdu. Dönüp yazdıklarıma baktıkça, daha önceki halimle bir problemim olmasa da, dönüştüğüm insanı daha çok seviyorum. Dönüşmeye, değişmeye devam ediyoruz, etmeliyiz de.
*** Bu geçen 10 yıl içinde önce mecburi hizmet nedeniyle 2013 sonundan 2015 başına kadar Muş'un Malazgirt ilçesinde bulundum. Hayatımda yeni başlangıçlar vardı, o dönemi bir otel odasında 1 yıl tek başıma kalarak geçirdim, sonrasında o yeni başlangıç nihayete erdi, olmayacağı belliydi. Sonuç olarak dahil olan her iki insan için de iyi oldu. Yaşanması gerekiyordu, ilişkiler hakkında, kendim hakkında çok şey öğrendim. Kim hatalıydı, neden oldu soruları üzerinde çok düşündüm. Kimsenin hatası yoktu, herkes kendi açısından haklıydı, kimse haklı değildi. Bitti.
*** Dönüp bakınca Malazgirt rüya gibi geliyor. Gerçekten yaşandı mı, diye soruyorum kendime bazen. 350 günlük bir paralel evren... Kendi zaman çizgimden çıkıp içinde bulunduğum bir cep zaman çizgisi daha çok. Bilbo Baggins'in de yazdığı gibi "Oradaydık ve şimdi buradayız" Oradaki ben, mecburi hizmet bıyığım, -25 derecede canım yanarcasına üşümem, içtiğim sigaralar, Güroymak ilçesi girişinde geçirdiğim trafik kazası... hepsi o cep evreninde kaldı.
*** Mecburi hizmet bitince İzmir'e geri döndüm. Bir özel hastanede 6 ay çalıştım. Daha doğrusu kurumsal olmayan bir özel hastanenin içinde doktorculuk oynamaya çalıştım. Ne mesleki olarak, ne de etik olarak bana uygundu. Kariyerimde istediğim hiç bir noktaya varamayacağımı çabuk anladım. Hatta bunu İzmir'de de yapamayacağımı görünce, istikamet İstanbul'a çevrildi. 2015 sonlarına doğru, daha önce bahsettiğim hikayenin de sonuna geldiğimi görünce İstanbul'a taşındım, yine özel bir sağlık grubunda ama bu kez daha kurumsal ve beni tatmin eden bir yerde çalışmaya başladım.
*** İzmir'i çok severdim, taşınıp İstanbul'a yerleşenlere hep laf ederdim, ama sevgili okur, hayatta yapmam dediğimiz çoğu şeyi sonradan yapıyoruz, öyle değil mi? İstanbul'da 7. yılımı bitirdim. Bu süre içinde bir an bile buraya taşındığım için pişman olmadım. Şanslıydım, beraber çalıştığım insanlardan, hastalarımdan çok şey öğrendim. Mesleki ve akademik olarak istediğim kariyer çizgisine Malazgirt ve sonrasındaki İzmir patinajı sonrasında geri dönebildim.
*** Yıllar geçti, eşimle tanıştım. üçüncü bir dilde başladık ilişkimize, pandemide bana kendi dilini öğretti. Hergün evde daha önce hiç bilmediğim bir dili konuşuyorum. Hala tercümede kaybolan şeyler var ama yavaş yavaş açığı kapatıyoruz. Huzur, mutluluk... bunlar çok değerli şeyler. İyi bir insan olmak için çabalıyorum. Emek sarfettikçe artıyor, başardıkça daha fazla tutunuyorum hayatıma. Sahip olduklarımın değerini bilerek yaşıyorum artık.
*** Şimdilik bu kadar sevgili okur. Tahmin ettiğimden bile fazlasını yazmışım. Bir daha ne zaman yazarım, ne yazarım bilmiyorum. O da benim keyfim olsun ama geri gelirim illa ki, burası 15 yıldır kendimi yazdığım bir yer. Kendim olmaya devam ettikçe uğrarım...