14 Aralık 2008 Pazar

Güncellemeler 3

http://images.intolondon.com/images/intolondon/transport-maps/london-underground-tube-map.gif

**Hayatımdaki insanları merkezdeki bana göre tabakalara ayırıyorum. Ne kadar acı görünse de en içteki tabakadaki insanlar en değer verdiklerim ve benim için en önemlileri en sondakiler ise genellikle "Merhaba, Naber?" insanları oluyor. Bunun neden mi yazdım? Yıllardır bir sebepten ötürü dış tabakalarda duran birini, sırf bir şekilde hergün görüşmek zorunda kalıyorum diye iç tabakalara alma hatasına bir daha düşmemek için.

**Her gün arabada, gidiş dönüş toplam 20 dakika maruz kaldığım radyo, müzik zevkimi değiştiriyor. Garip şarkılardan zevk alıyorum. Sorun değil, lakin beynimden çıkmıyor, loop'a giriyor bazıları. Mesela "Womanizer". Düşünsenize kafanızın içinde Britney Spears, sürekli, "womanizer ooh womanizer" diyor. Bir de arada kendimi kaybedip yolda mırıldanıyorum, tam felaket. Mesela Beyoncé Knowles'ın aynı isim kulvarındaki kardeşi, Solange Knowles'in sandcastle disco şarkısı geçen hafta sürekli dilimdeydi. "Baby-bbb-Baby don't blow me away" diye geziyorum sağda solda. Allah düşmanıma vermesin!

**¿ sağolsun, yeni bir blog keşfettim. "Flying Dutchman". 7 kişilik bir grup, çoğunlukla futbol hakkında yazıyorlar. Tarafsız, değişik bakış açısı sunan bir yaklaşımları, samimi bir üslupları var. bu da facebook gruplarının adresi. ¿(Deniz) demişken, Ona ve diğerlerine karşı mahçubum. Umarım affederler beni.

**Yeni Coldplay gözdem "Warning sign".

**Barcelona'yı sevmem. Hatta hazır bu konuya girmişken sevmediğim takımları yazayım. İngiltere'den: Manchester United. İspanya'dan Barça, Almanya'dan Bayern München, İtalya'dan Milano'nun takımları, Fransa'dan Lyon ve en son Hollanda'dan PSV.
Barcelona'yı sevmememe rağmen dünkü derbide kazansınlar istedim. Bunu Fenerbahçe'ye yenilen bir Galatasaray'lı olarak mı, yoksa futbolu takdir eden bir izleyici olarak mı istedim bilmiyorum. Bir de yeni öğrendiğimiz "el clasico" tabiri çabuk yordu sanki, ha? Ne dersiniz?

**Sony Acid 7.0 çıkmış. Aslında Sony acid 5.0 kullanan biri olarak, "Sony, acid 5.0 ile bu işe nokta koymamış üstüne 6.0 ve 7.0'ı çıkarmış" demem lazım ama neyse. Güzel yanı bu versiyon, VST ve midi klavye desteği de veriyor. Yani FL studio'yu nefret ederek seçme sebebim olan gitarın audio girişiyle, Midi klavyenin usb girişini entegre etmek için artık sevdiğim Acid'i kullanabileceğim. Heves heves!

**Bart Simpson ne yüce bir çocuktur yahu! Bir gün gelsin bir çayımı içsin. Kendisiyle tanışmayı çok isterim.

Hiç yorum yok: