28 Şubat 2011 Pazartesi

Blogu kötüye kullanma postu

"Üretici değilsem neden tüketici de olmuyorum" diyorum ve blogu şahsi amacım için kullanıyorum bu postumda.

10 yıldır gitar çalıyorum, ne var ki işin teorik kısmında eksiklerim var Akustik gitarda "picking", elektro gitarda ise solo kısmında öğrenecek çok şeyim olduğunu biliyorum.

Ayda 368 saat çalıştığımdan(evet) benim çalışma saatlerime göre ders saatlerini ayarlayabilecek ve işyerimde ya da tercihen evimde bana ders verebilecek bir gitar öğretmeni arıyorum. Fiyat konusu yukarıda saydığım önceliklerimden daha sonra geliyor, bir şekilde anlaşırız.

Bu blogu okuyan ve İzmir'de bu tanımlamalara uyan arkadaşı, hocası ya da referans olabileceği biri varsa ve lütfen yorumlar, ya da iletişim kısmındaki e-posta adresimden bana ulaşırsa çok sevinirim.

23 Şubat 2011 Çarşamba

Ummak üzerine biraz daha*



...Aslında gündelik yaşam üzerine kurduğum tüm teoriler, bu teoriler sonucu aldığım tüm önlemler, kendi zavallı hayatım üzerinde kontrolüm olduğu sanrısını beslemekten ileri gitmiyor. bu arada özel olarak zavallı bir hayatım yok, gayet de iyi idare ediyorum sanırım, ama evrenin ve tesadüflerin büyüklüğü karşısında bütün hayatlar zavallı kalıyor.

Ve ister istemez öğreniyoruz aslında elden bir şey gelmedğini. Bu kabulleniş belki kurtuluşun sinyalini veriyor. Zira artık mücadele etmeyip olanı kabullendiğin zaman belki istediğin(belki -istemek- iddialı olur), idare edebileceğin şeylere rastlıyorsun

İşte o yüzden ummak nasıl bir zehirse, mutluluk arayışı da öyle bir zehir, zira kimse mutlu olamıyor(en azından bu denkleme bir başkası dahilken olamıyor) Birinin mutluluğu diğerinin verdiği ödünlerin miktarıyla arttığından, bir süre sonra karşı tarafın verebileceği ödün kalmayınca bu bahsettiğim mutluluk "illüzyonu" çok yükseğe çıkan helyum balonu gibi birden patlayıveriyor. Çünkü evet çünkü insanlar beraber varolabilmeyi beceremiyor. Benim şahsi görüşüm de beraber varolabilmenin ütopya olduğu yönünde

O yüzden huzur için illüzyonlardan kaçınmak gerekiyor. Mutluluk değil de memnunluğu aramak, iddialı hayallerin peşinden koşmayı bırakmak gerekiyor. En zoru da bu, zira anlık heyecanlar beklentileri yükseltiyor, aynı zamanda helyum balonumuz da gökyüzünde, patlayacağı seviyeye doğru yükseliyor.

Seçimlerde ihtiyat gerekiyor. İradesi sağlam olanlar memnunluğu sürdürebiliyor, belki de neredeyse mutlu olabiliyorlar.

*Gönderilmiş öğeler klasörümden