4 Ocak 2009 Pazar

The Venus Project: Öyle mi Bay Fresco?



"The Venus Project presents a bold, new direction for humanity that entails nothing less than the total redesign of our culture. There are many people today who are concerned with the serious problems that face our modern society: unemployment, violent crime, replacement of humans by technology, over-population and a decline in the Earth's ecosystems. As you will see, The Venus Project is dedicated to confronting all of these problems by actively engaging in the research, development, and application of workable solutions. Through the use of innovative approaches to social awareness, educational incentives, and the consistent application of the best that science and technology can offer directly to the social system, The Venus Project offers a comprehensive plan for social reclamation in which human beings, technology, and nature will be able to coexist in a long-term, sustainable state of dynamic equilibrium."


Daha önce bir kaç yerde bahsedildiğini duyup, detaylıca neden bahsettiğini bilmediğim bir projeydi The Venus Project. Geçen gün izlediğim Zeitgeist Addendum'da kendisine yer vermeleriyle hakkında nihayet birşeyler öğrenme şansına eriştim.

The Venus Project, kendini futurist olarak tanımlayan(ki resmi bir üniversite eğitimi yok) Jacque Fresco ile eski bir ressam olan Roxanne Meadows'un 70'lerin ortalarından beri üzerlerinde çalıştıkları ve 95 yılında şirketleşen(!) bir proje. Başlıktan, bu projeye laflar hazırladığımı anlamışsınızdır.

Projenin beyni Bay Fresco, dünyadaki mevcut parasal sistemin, bu sisteme hükmeden zengin elitler dışında kimseye yararı olmadığını, aksine bu elitlerin dünya üzerindeki menfaatleri uğruna milyonlarca insanın çıkan savaşlarda öldüğünü ya da o köleleştirildiğini savunuyor. Mevcut sistemin insanların refahını ve sağlığını düşünmediğini, çünkü rekabet üzerine kurulan bu sistemin tek motivasyonunun "kar" olduğunu bu yüzden bu sistemi ilerletmek için mevcut olan bütün kaynakların, bu kar marjını yükseltmek amacıyla kullanıldığını ekliyor ve ortaya alternatifini sunuyor: Kaynak bazlı ekonomi.

Bu sistem, parayı reddeden bir sistem. çünkü dünya üzerindeki bütün kaynakların ve teknolojinin insanlığın bütün ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayacağını savunuyor. Enerji üretimi için uğruna savaşlar yapılan fosil yakıtlar yerine, sonsuz ve yenilenebilir olduğunu savunduğu jeotermal, güneş ve rüzgar enerjisi gibi doğal enerjilere yönelerek, hem hiç bir bedel ödemeden ve savaş yapılmadan insanlığın en büyük problemlerinden biri olan enerji probleminin çözüleceğini hem de bu sayede yaratılan kaynaklar ile insanın temel ihtiyaçları olan, barınma, sağlık, beslenme ve eğitimin fazlasıyla karşılanacağını söylüyor. Bu esnada sadece insanoğlunun ihtiyaçlarına hizmet etmeye yönlendirilen teknolojiyle tıpta, tarımda, ulaşımda büyük ilerleme sağlanacağını ve en önemlisi zamanla tüm üretimin ve tüm aktivitelerin otomasyona geçeceğini yani bilgisayarlar tarafından kontol edileceğini dolayısıyla insanın artık çalışması bile gerekmeyeceğini öngörüyor.

Yani özetle zengin şirketler ve onların sahipleri elitler olmayacak, hatta şirketler olmayacak, para olmayacak ve dünyanın bütün kaynakları kimsenin, hiç bir elitin kar gütmeyeceği bir şekilde insanoğlunun refahı için kullanılacak. Böylece hiç bir orduya, hiç bir silaha hatta hiçbir ülkeye gerek kalmayacak çünkü zamanla dünya birleşecek; hiç bir mahkemeye gerek kalmayacak, çünkü rekabet ve suçların işlenmesinin en büyük sebebi olan "para" ortadan kalktığı için kimse suç işlemeyecek. Hatta hazır uçuk kısımlara girdik şununla noktalayayım: hiç bir yöneticiye, politikacıya, hükümete gerek kalmayacak çünkü devlet siberleştirilecek ve bütün hizmetler birbirine bağlanan bilgisayarlar tarafından verilecek. e-devlet.gov.tr gibi yani(!)

Pek muhterem Bay Fresco ve Bayan Meadows, böyle bir sistemde insanın huzurlu ve sonsuza kadar suçtan, kişisel hırslardan arınmış bir şekilde, suç işlemeden ve savaş çıkarmadan mutlu yaşayacağını savunuyorlar. Onlara göre insan doğası diye bir şey yok! İnsan davranışı var! Yani böyle bir sistemin yarattığı huzurlu çevrede yetişen ve eğitilen insanoğlu'nun hiç bir zaman suç işlemeyeceğini, kişisel hırslara sahip olmadan mevcut harmoniyi devam ettirmek için çabalayacağını, yalan söylemeyeceğini, iki yüzlülük yapmayacağını üstüne üstlük rekabet ortamının kaybolmasına rağmen rahata alışmadan, obezleşmeden, yan gelip yatmadan(burada kimsenin çalışması gerekmeyeceğini savunduklarını hatırlatmak isterim) gelişmeye, yeni şeyler icat etmeye gerek duyacaklarını savunuyorlar. Öyle değil mi, Bay Fresco?

Cevap gelemeyecek olsa dahi bazı soruları sorarak bitirmek istiyorum. İnsanın egosunu, kişisel hırslarını nasıl bu kadar çabuk geçebiliyorsunuz? İnsan faktörünün bu kadar az ciddiye alınması nasıl bir güven ürünüdür? Yani para ve rekabet bitince insanın bütün kişisel hırslarının da biteceğini mi düşünüyorsunuz? En basitinden karşı komşusunu daha güzel, daha çok kabul görülen bir zekaya sahip ve daha çok seviliyor diye öldüren adamın motivasyonunu neye bağlayacaksınız? Para faktörü gitmişti hani? Yasak ilişki yaşadığı sevgilisiyle plan yapıp kocasını öldüren kadın ne olacak? Mahkeme, yargıçlar...? Tecavüz ettiği kızı öldürüp o mükemmel planlanan şehirlerdeki kanalizasyona atan sapık? Yüzde yüz sağlık hizmeti sunmak bu adamı rehabilite edebilecek mi? Dinsel bir mitoloji dahi olsa "ilk cinayet" diye bir hikayenin varlığından haberdar mısınız?

İnsan faktörü o kadar küçük mü, Bay Fresco?

Bir dipnot: Parasal sistemi kaldırmaya yönelik bir proje olan The venus project'i anlatan 4 kitap ve iki dvd'lik kütüphane setini, sitenin anasayfasından sadece 138 dolara sipariş edebiliyorsunuz

22 yorum:

Unknown dedi ki...

biz bu yazıyı yazan insanla, m.ö. orta asyada yaşayan 2 iki türk genci olsak... ve ikimizden biri o an içinde yaşadığımız şartlar altında bu günün dünyasının hayalini kursa muhtemelen diğerimiz bu hayali bile kuramayacağı için "hadi olm öyle şey mi olur, obabaşı (ya da o toplumun end user yöneticisi kimse) izin verir mi, onu geçsek bile impatator -big boss- izin verir mi, hem o zaman hayvan avlamayacağız dedin nası doyucaz o zaman" türünden -şimdiki zamanın ruhuna- saçma gelecek soruları olacaktır...

umarım bu birşey ifade etmiştir hem okuyanlara hem yazana.


son olarak o 138 doların nereye gittiğini söyleyeyim, daha çok dvd ve kitap basılıyor bu projenin tebliği için.

October Swimmer dedi ki...

biz burada herhangi bir değişime, daha iyi standartlar sunacak gelecek projelerine karşı duran bir bağnazlık içerisinde değiliz. Sadece tutarsız ve hiçbir pratik uygulaması olmayan bu gibi projelerin, "işte çözüm yolu budur" diye işaret edilmesine karşıyız. O yüzden verilen örnek biraz beyhude olmuş...

138 dolara gelince, bir kaç dvd ve kitap için 138 dolar gibi bir fiyat istemek ticarettir. Karşı durdukları sistemin enstrümanlarıyla kendi sistemlerini getirmeye çalışmaları da komik bir çaba doğrusu. Bunun yanında ileride hükümetleri bile sibernetik ortama taşımayı amaçlayan bu projenin yaratıcılarının, ellerinde imkan olmasına rağmen hala kağıtla kitapla uğraşmalarını da anlamak zor. internet siteleri gereğinden fazla bilgi sağlıyor zaten, ki insanlara ulaşmanın en kolay yolu bu! İlla para almak istiyorlarsa wiki'nin yaptığı gibi bağışlar üzerinden de para toplayabilirler 138 dolarları, hoş 138 dolar yerine hesaplarına 138 milyar dolar yatırsak bile ellerindeki vizyondan yoksun new-age projeleriyle bir farklılık yaratabileceklerini sanmıyorum ya, o da benim fikrim.

Filmi izleyip hemen gaza gelmemek lazım, okumak araştırmak lazım, sonra yapılan eleştrilere cevap vermek adına populist örnekler vermek çok güzel durmuyor, değil mi?

Unknown dedi ki...

Sorularınızı elimden geldiğince cevaplamaya çalışacağım:
1-İnsanın egosunu, kişisel hırslarını nasıl bu kadar çabuk geçebiliyorsunuz?
İnsanın egoları ve kişisel hırsları bu kadar çabuk geçilmiyor, anlattıkları kaynak bazlı ekonomi dünyaya hükmettiğinde para bazlı ego,hırs ve dürtülerin ortadan kaybolacağı yerini ilim ve kendini ruhen geliştirmeye yönelik hırs ve dürtülerin alacağıdır. (Daha bilgili, hoşgörülü, yetenekli... olmak gibi)
2-İnsan faktörünün bu kadar az ciddiye alınması nasıl bir güven ürünüdür?
İnsan faktörü bu kadar az ciddiye alınmıyor sadece para bazlı ekonomik insanın gidip(homo economicus) kaynak bazlı ekonomi geldiğinde bilim insanının oluşacağı söyleniyor.
3-Yani para ve rekabet bitince insanın bütün kişisel hırslarının da biteceğini mi düşünüyorsunuz?
Öncelikle sorudaki yanlışı düzeltmek istiyorum para ve rekabet değil para rekabeti bitecek. Maddiyat ortadan kalktığı için insanlar zihinlerini ve bedenlerini geliştirmek için kendileriyle rekabet edecekler.
4-En basitinden karşı komşusunu daha güzel, daha çok kabul görülen bir zekaya sahip ve daha çok seviliyor diye öldüren adamın motivasyonunu neye bağlayacaksınız? Para faktörü gitmişti hani? Yasak ilişki yaşadığı sevgilisiyle plan yapıp kocasını öldüren kadın ne olacak? Mahkeme, yargıçlar...? Tecavüz ettiği kızı öldürüp o mükemmel planlanan şehirlerdeki kanalizasyona atan sapık? Yüzde yüz sağlık hizmeti sunmak bu adamı rehabilite edebilecek mi?
Adam öldürdüğü için cezasını çekecek zaten venüs projesinin bununla bir alakası bulunmuyor.Venüs projesinin amacı maddi kaynaklı suçları sıfırlamak. Zaten ruhsal bozuklukların ortaya çıkmasının ve giderilememesinin en büyük nedeni maddi kaynaklı nedenlerdir. Ayrıca işlenen suçların büyük bir oranı maddi kaynaklıdır. Ör; Hırsızlık, gasp, dolandırıcılık suçlarının tamamı adam öldürme, yaralama , sakatlama, yalan yere şahitlik yapma... gibi suçların çüyük bir kısmı para kaynaklıdır. Ayrıca teknoloji sayesinde bulunan ilaçlar, gelişmiş tedavi şekilleri vs sağlık sorunlarını çözmede şimdikinden çok daha verimli ve etkili olacaktır bu sorunlar psikolojik kaynaklı sorunlar olsa bile.
Elimden geldiğince yanıtlama çalıştım başka sorunuz olursa yanıtlamaya çalışırım.

October Swimmer dedi ki...

zamanınız için teşekkürler

işte ben bunu anlayamıyorum! Bu kadar havada kalan bu kadar kuramsal şeyler üzerine bütün dünya düzenini değiştirme arzusu!

önceden kabul görmüş, akım oluşturmuş, bilimsel kavramlara burun kıvırıp. "Onlar aslında yok, para faktörü ortadan kalkınca, herşey çok güzel olacak, valla bak!" yaklaşımı hiç ama hiç inandırıcı olmuyor.
aslında işte bu yüzden bu projeyi kimse ciddiye almıyor. Çünkü hiçbir bilimsel yanı yok.

Özellikle "ruhsal bozuklukların en büyük sebebi maddi sebeplerdir" önermeniz beni benden aldı diyebilirim. Nerden biliyorsunuz? Böyle bir çalışmanız mı var? Kim diyor?
Ben de hayır değildir diyorum. Ben tıp doktoruyum, bunun eğitimini gördüm, onun güveniyle söyleyebiliyorum: Ruhsal bozuklukların çoğunun altında maddi sebepler yatmaz!

Bir de hali hazırdaki farmasötik endüstrisinin nasıl çalıştığını biliyor musunuz? Venus projesi gelince daha fazla çalışacaklarını mı sanıyorsunuz? An itibariyle sırf AR-GE fazı için harcanan rakamları ve iş gücünün boyutunu bir araştırın derim.

demek istediğim nokta, birden parasal sitemi kaldıracağız, tüm meyilimizi ilaç endüstrisine yönlendireceğiz, ruhsal bozuklukları tedavi edeceğiz(ki bu arada çoğu psikyatrik hastalığın tam anlamıyla mekanizmasını bulmanız gerekiyor önce), kimse suç işlemeyecek mantığı da yine bu projenin ve bu projeyi savunanların daha az ciddiye alınmasından başka bir işe yaramıyor.

Lütfen açın gözlerinizi, çöne sürmeden önce argümanlarınızı bir düşünün, biraz araştırın vakıf olmadığınız konulara girmeyin.

Elvesking dedi ki...

Bu ütopya'ya inananlara ve inanmakta olanlara bir film öneriyorum.

Equilibrium .

Unknown dedi ki...

Adamların zaten bu mükemmel bir proje herşeyin sonu gibi bir iddiaları yok (Zeitgesit Addendum) Farmasötik endüstrisinde yeteri kadar ARGE yapılıyor, parasal sistemi kaldırsak ne olcak ki tarzı bir anlayış da, Amerika'nın nasıl karşılıksız para basıp bu paraları senin ülkene borç olarak verdiğini, aslında yeterli olan kaynakların bir avuç insan tarafından kontrol edilip, sana sanki kıtlık varmış gibi pazarlandığını görmezden gelmektir. Önemli olan ARGE'ye ne kadar uğraşıldığı değil, buna ne kadar insanın ulaşabildiğidir. Tıp yada herhangi bir alanda yapılan bir high-tech gelişmeye ancak yeterli alım gücü olan insanlar ulaşabilmektedir ve senin alım gücünde amerikadaki bir kaç banker aile tarafından kontrol
edilmektedir. 138 dolar olayını da takılmanı anlamadım, adamın öyle bir gayesi olsa, bu fikirleri scientology tarikatı gibi pazarlayıp , ünlüleri yanına çekip para kazanabilirdi. Zaten parasal sistemi kaldıralım diyen bir insanında böyle birşey yapması gerçekten çok ironik olurdu. Suçların sadece para kaynaklı olmadığı konusuna bende katılıyorum ama aynı zamanda bu projenin ve zeitgeist belgesellerinin parasal sistemin nasıl bir illüzyon olduğu gerçeğini insanlara anlatmak için iyi bir araç olduğunu düşünüyorum.

October Swimmer dedi ki...

filmle ilgili tek bir eleştride bile bulunmadım. yararını ben de savunuyorum.

Bir noktayı düzeltmek istiyorum
"Tıp yada herhangi bir alanda yapılan bir high-tech gelişmeye ancak yeterli alım gücü olan insanlar ulaşabilmektedir"

Böyle bir şey yok. Farmasötik endüstrisi kötü niyetle yoğrulmuş kötü bir ticarettir, lakin arzını sunduğu ise kitledir. Yani dünyanın en pahalı tedavisini bile feasible yapmak zorundadırlar, aksi takdirde asla ve asla kar edemezler, o tedavi için yıllardır döktükleri milyarlarca doları ve emeği çıkartamazlar. Yani, evet temel haktır sağlık ve buna ücretsiz ulaşmak, bu hakkın çiğnenir, ama seni sarssa da mahvetse de ödeyebileceğin bir bedel belirlenir o hizmete laşmak için.

umarım bu konuyu açıklayabildim. 138 dolar konusuna daha fazla değinmeyeceğim.

Kutlu dedi ki...

Sırf çocukların olduğu bir dünya düşünün, 3-4 yaş ve altı gibi... Henüz yaşam mücadelesi denilen şeyle kirlenmemiş, ekmek elden su gölden. Bir çocuğu mutlu etmek için de mutlaka saraylar sunmak gerekmez, bir oyuncak araba, bir bebek yeterlidir genelde, kalanı yaratıcılığa kalmıştır.

Bu yaştaki çocuklar olmak istedikleri şeyi hiçbir zaman para için istemezler, doktor olmak isterler ama para için değil, itibarı için, itfayeci olmak isterler ama kahramanca birşeyler yapma hayaliyle, öğretmen olmak isterler öğreten kişiye olan hayranlıkla, ama hiçbiri para için değil.

Çocuklar işlerin güzel yanlarını görürler ama pis yanlarını görmezler aslında, işlerin pis yanlarını başkaları yapıyorsa (mesela robotlar yapıyorsa) o zaman işlerin pis yanı kavramı olur mu?

Yaptığımız işi para karşılığı yapmamızın bir nedeni de aslında o işin sevmediğimiz taraflarını da yapmak zorunda oluşumuzdandır (sadece geçim için değil), buna da profesyonel denilir, yani "birşeyi para için yapan".

Sanırım bu Venus Project başka bir ifade ile topyekün amatör yaşam iddiasında, her zaman "profesyoneller iyidir" diye bir kavram yok, varsa bu önemli bir yanılgıdır, en iyi ressamlar, genellikle yaşadıkları sürece tablolarından para kazanamamış ressamlardır.

Ortada para kavramı varken ve bu kadar yerleşmişken para olmayan bir yaşamı hayal edebilmemizin çok kolay olmadığını da arada itiraf edelim diye ricamdır arkadaşlar.

kendimvehepimizhakkında dedi ki...

Filmi izlediğimizde zaten biz venüs projesinin gerçekleşmesi beklentimizden çok düşüncelerimize tercüman olan bu görüntülerin ve belgelerin ışığında diğer insanlarında aygınlanması isteğimiz oluştu.Zaten önümüzde milyonlarca zorluk varken bu kadar yararlı bişeyin içinden yanlışları çıkartıp işe yaramaz diyemezdik.Bir şeyler yapma ihtiyacı hissettik ve bu yüzden kendimizi kaptırmıs araştırmamış yaftası yapıştırıldı üzerimize.
Benim gibi yirmili yaşlardaki gençlere herzaman tepkisizsiniz,görün şunları vs denmezmiydi...Biz açık düşünebilen gençleriz daha mantıklı savunabileceğimiz daha güzel bişey olsa onun peşinden de giderdik Türkiye'de ne yapabiliriz başka.En azından eleştirdiğiniz şeyin bi umut olduğunu hatırlatmak istedim eğer önerileriniz varsa tabii ki dinleriz benim bunları okurken ki amacımda bu ama acımasız eleştirmissiniz gerçekten.

Biz insalığın farkında olmasını sağlayalım da barış ortamını sağlayalımda venüs projesi olmasada artık bu sistemden daha güzel bir sistem bulabilir insanlar.Artık zamanı gelmedimi?

(isteğim hala geçerli ben 21 yaşında bir gencim önerilerinize eleştirilerinize her zaman ihtiyacım var.Bununla uğraşacağına şunu yapabilirsin diyebileceğiniz birşey varsa beni cok sevindirirsiniz.)

Unknown dedi ki...

bir önceki arkadaşımın yazdığı "çok sert eleştirmişsiniz" kısmına katılıyorum..
söyleyecek çok şey var aslında karşılıklı tartışma imkanı olsa da paylaşsak.
söyleyeceklerimin bir kısmı söylenmiş ama şunu bir konuda eksik kalınmış ya da kimse farkına varmamış sanırım..
bu projenin bilimsel olmasa da felsefik olarak dayandığı ya da beslendiği bir yer olduğunu düşünüyorum.. yafta yapıltırmaya çok alışık bi toplum olduğumuzdan bana da komünist yapışabilir ancak umarım olmaz.. bu temel marks ve engels temelidir.. insanlar komünizmi hep soyetler ve çindeki gibi değerlendirdi ama mark ve engelsin bahsettikleri ile alakaları yoktu.. marks ve engels demişlerdir ki.. "öyle bir toplum kuracağız ki her bireyin kişisel gelişimi toplumun kişisel gelişiminin temelini oluşturucaktır." "çalışmak için biraz eğlenmek ve dinlenmek için daha çok vakit" "insanları hergün daha çok ezip daha çok birbirine düşürüyoesunuz, yoksa daha fazla hapishane yapılmasının nedeni bu olmasın" bu sözler addendumdan tanıdık geliyor mu? galile galileo gibi olmak bazen faydalı olacakır. çünkü dünyanın yuvarlak olduğunu kanıtlamak o kadar kolay değil...

Kutlu dedi ki...

Aslında Zeitgeist'e ve mevcut durumun insanlık için çözüm şekillerine katılıyorum, Venüs projesindeki bazı yaşamsal ayrıntılarda da güzel fikirler var, ama Venüs projesinin bir fütüristik bir inşaat projesi gibi sunulması beni hayal kırıklığına uğrattı. Ha, binalar güzel, insanlara yöneliklik fikirleri süper ama paranın varlığı ve değer paylaşımı konusunun bununla ilgisi tartışılabilir :-)

Alternatif Venüs projeleri :-)konusunda tartışma ortamı olan biryerlere rastlayan oldu mu?

deniz apaydın dedi ki...

insanların sorunu doğru tespit etmeleri çözümü buldukları anlamına gelmez.zeitgeist serisi cesur bir şekilde sistem eleştirisi yapıyor . ama çözüm konusu malesef çocukça gerçeklikten uzak. benim daha basit bir önerim var herkes 2010'un ilk günü cebindeki paraları, hisse senetlerini, tahvilleri,tapu senetlerini...kısaca mülkiyete ait ne varsa yaksın böylece sistemi ortadan kaldırmış oluruz!!!!:::))))

Kutlu dedi ki...

Yani... manyetik, optik medyayı bütün dünyadan silebilecek, kağıtları (para da dahil) ortadan hemen kaldırabilecek bir gaz bulabilseydik ve atmosfere yayabilseydik, bu uygarlığımızın önemli bir bölümünü de yok ederdi. Bunlar uygarlığımızla iç içe geçmiş durumda, çünkü aynı araçları kullanıyorlar.

Tabi bu hayali gazın insan zihnini silmediğini varsaydığım için bunların tekrar yaratılabileceğini düşünüyorum, o yüzden "uygarlığımızın bir bölümünü" diyorum ki aslında yok edilmesi gerekli bölüm uygarlığımıza yapışmış olan uygarsızlıktır.

Böyle bir hayali durum sonrasında aklında en çok bilgiyi tutan kişinin hakim olacağını düşünüyor olabilirsiniz. Aslında uygarlığın da, insan davranışlarının da bir zihni, ataleti var, bu kadar hızlı bir değişim bu atalet nedeniyle kriz öncesi nerede kalmışsa oradan devam eder, sadece kişiler değişir, menfaat el değiştirir.

Pratik olarak böyle bir sanal durumdan sonra kanımca yine çoğunluğu hakimiyeti altına almaya çalışan başka uyanıklar tepemize biner.

Octoberswimmer şu açıdan çok haklı, Fresco bu değişimi sanki kolay olacakmış gibi bir çırpıda geçmiş ki aslında en önemli detaylar burası. Ben insan ile ilgili bu değişikliğin olabileceğini düşünüyorum, ancak kolay olmayacağını, paranın icadından sonraki dünyadaki en büyük değişim olacağını ve yüzyıllara yayılabileceğini düşünüyorum.

Sorun şurada ki, bu değişikliği kim yapacak, nasıl bir toplam zeka oluşturulabilecek ki kimsenin çıkarına hizmet edilmeyecek (belki de yüzyıllar hatta bin yıllar, kuşaklar boyunca).

Ama açıkçası bu konunun konuşulması gerektiğini düşünüyorum, çünkü ne kadar çok kişi fikir üretirse herkesin aklının yatacağı fikirler de ortaya çıkar, bu açıdan Fresco'nun veya Zeitgeist'in koca bir binanın temeline atılmış ilk kürek harç olduğunu düşünüyorum (da...).

Tabi bu bilgilerin de birilerinin menfaatine yönelik değilse :-) Çünkü yalana dolana (dezenformasyon diye masumlaştırdılar) o kadar bulaştık ki samimi bir araç olmamasından da endişe ediyorum. Kuyularımızı kazan birileri varsa ellerindeki en büyük silah dezenformasyondur nam-ı diğer "yalan"dır kanımca.

hevipeyra dedi ki...

Venus Project'i bir de şu açıdan değerlendirmek gerekir. Bu projenin önerdiği şey yeni bir dünya düzeni kurmak ve bu düzende parayı ortadan kaldırmak. Asıl saçmalık bugünkü düzenin perspektifiyle yeni düzene bakmak. Bir kere temel parametrelet farklı. Bugünkü dünyada daha iyi bir yaşam için daha fazla para kazanmak zorundayken önerilen düzende para denen şey yok bir kere.

Dünyanın bugünkü düzeninden daha iyi bir düzen oluşturulabilir mi? Bugünkü düzen oluşturulabilecek en iyi düzen mi? Dünyanın yarısından fazlası açken, her gün bir yerlerde para kaynaklı savaşlar çıkıyorken, insanlar birbirlerini para için öldürüyorken ve para aracılığı ile öldürmese bile küçük bir kesim büyük kitleleri sömürüyorken bu düzen elbette iyi değildir. İnsan aslen hep günlük sorunları ve düzensizlikleri düzeltmeye uğraşıyor. Dünya düzenine bu şekilde kafa yormak daha önce kaç kişinin aklına geldi. Bunu bile akıl edemeyecek hale getiriyor bu dünya düzeni. Zeitgeist'te söylenen çok önemli bir söz var, binlerce bilim adamı silah üretmek yerine enerji kaynaklarını daha verimli kullanmayı düşünseydi şimdiye kadar bedava enerji sistemi kurulabilirdi. Ama bu bilim adamları bunu düşünemez. Çünkü bedava enerjiden kar elde edemezsin ve bugünkü sistemde sadece kar elde edebileceğin teknolojilerin peşinde koşarsın

oturanbizon dedi ki...

Bazı yorumları okudum. ENSESİ kalın godoman arkadaşların projenin karşısında nasıl durduklarını görebiliyorum.ama projenin asıl amacı zaten godomanların kökünü kazımak. bende 2 üniversite bitirdim bilgisayar müh. ve tıp okudum ve şukadarını söyleyebilirim ki insan doğası insan davranışıdır. değişebilir. yurt dışında doğdum ve kominist bir sistemde yetiştim. ve benim ülkemde suç oranı senede 1 2 kişiyle sınırlıydı. eğer bu proje gerçekleşirse gerçekten suç oranı inanılmaz derecede düşecektir. namus cinayeti dediğiniz şeyin köküne inersek tabanında din yatar. din neyi getirir? parayı ve insanı köleleştirmeyi getirir. sen namusla ilgileniceksinki etrafında neler oluyor görmeyeceksin. at gözlükleriyle gezeceksin. diğer türlü suç işleyen insanların sorunları psikolojiktir ve oranı inanılmaz düşüktür. projede bu insanları tedevi etme konusuna değinmektedir.

Unknown dedi ki...

şimdi bu yazıyı okudum ve güldüm. çünkü yıllardır aynı temeldeki eleştiriler; "adam komünist ama para verip sigara içiyor", "kadın türbanlı ama bak neler yapıyor", "aa dvd kitap 138 dolar. hani para karşıtıydı ehe ehe" vs vs. arkadaş bu nasıl bir basitliktir, bu nasıl bir sığlıktır?

ayrıca sonlarda kendisine yönelttiğin soruları sen daha sormadan belgeselde cevap vermiş kendileri. ben burda söylemek istemiyorum, insan dürtü ve davranışlarıyla ilgili bir şeyler diyeyim de ipucu olsun. aç baştan izle, böyle sert yazı yazdım, iki de soru çaktım mı koskoca projeyi çökerttim ayaklarına yatma.

October Swimmer dedi ki...

insan dikkate alınmak istiyorsa üslubunu gözden geçirmeli önce, yine de gelen her yorumu yayınlıyoruz ne yapalım

Unknown dedi ki...

bu arada "projeyi gönülden destekliyorum" dediğim anlaşılmasın az önceki yorumumdan. benim desteklemediğim şey, bir fikrin veya hareketin içinde "kendince" falsolar bulan insanların hemen mal bulmuş mağribi gibi üstüne atlaması ve yıllardır sokakta çekirdek çitlerken yapılan ergen muhabbetlerindeki "komünist-marlboro" (vb) tezatı üzerine ahkam kesmelerdir.

Alp dedi ki...

Milletçe ota boka çamur atma hastalığımızı sizde de görüyorum Bay Blogger.

2 kere Zeitgeist Addentum izleyerek varmış olduğunuz bu saptamaların her birine, ama en çok "öyle şey mi olur lan, çalışmadan yaşanır mı amua koyim" şeklindeki bilimsel yaklaşımınıza hayran kaldım. Sanki Venus projesinin mükemmel olma gibi bir iddiası varmış gibi kendinizce esprili cümlelerle hiç bir sonuca bağlamadan tam anlamıyla çamur atmanıza ne söylesem bilemedim.

Sadece diyeceğim şudur ki; size iyi uykular.

October Swimmer dedi ki...

ben de buradaki herkes gibi zeitgeist addendumdan öğrendim projeyi, internet sitesinden de derinlemesine okudum. siz ne yaptınız allahşkına üzerine doktora mı yaptınız?

evet ne söyleyeceğinizi bilememişsiniz. ondan dolayı da bir şey söylememişsiniz. ne itiraz ettiğiniz kısmı belirtmişsiniz ne de bu projeyi savunan bir argüman atmışsınız ortaya. Yorumunuz ne yazık ki futbol taraftarlığı derinliğinin ötesine geçememiş.

Benim anlamadığım bu işte, tamam sevdiniz proje hoşunuza gitti. Evet, ne güzel olurdu, ama ne yazık ki bu projenin zayıf yanları yok değil ve bizim sorduğumuz soruları birileri soracak. Neden bu kadar rahatsız ediyor sizi bu projenin zayıf yanlarını görmek.

Ne kodamanım, ne de silah şirketim var. Bordrolu bir çalışanım ve gerçekten ağır çalışma şartlarım var. Ben de sadece keyif alacağım şeyleri yaparak, para kaygısı olmadan yaşamayı, savaşın olmadığı, bedava sağlık hizmetinin alınabildiği ve suç olgusunun ortadan kalktığı bir dünya isterim. Neden istemeyeyim ki?

E ama her şey temenniyle olmuyor, ya da ortaya atılan alternatifler sırf çok iyi niyetli diye zayıf yanlarını görmezden geleceğiz diye bir şey yok. Aksi takdirde önce kendi zekamıza hakaret etmiş oluyoruz...

Kutlu dedi ki...

Bu tür projelerde iki şey daima gözönüne alınmalıdır, bunları yapmadan yorum yapmak bile ahkam kesmekten ibaret olur.

Biri bilimsel incelemesi yapılmalıdır ki tarihden gelen bilgi birikimi ve metodoloji dikkate alınsın. Bunu yapmazsanız birşey bilmeden sadece hayalgücü ile projenin peşinde koşuyor duruma düşersiniz ki başarısızlığın temelini çok sağlam atmış olursunuz.

Diğeri ise uygulanabilirliği için hesabınızı yapmanız lazım. Yani mühendisliğini yapmak lazım ki gerçek dünya ile barışabilsin. Çok güzel bir teori, güzel bir dünya düşünebilirsiniz ama yerçekimini yok sayıyordur, uygulamaya kalkarsanız ilk adımda düşersiniz.

Fresco'nun tezi bana daha çok hayalgücü ve teori arasında geldi (umarım yanılıyorumdur), uygulamaya nasıl konulabileceği hakkında bazı önemli boşluklar var gibi, yani bilimsel yaklaşım seziyorum ama mühendislik bence neredeyse sıfır (bina resmi çizmekle, enerji kaynaklarının adını belirlemekle sınırlı).

Burada mühendislik dar anlamda düşünülmesin lütfen. Mühendislikten kastettiğim; uygulamaya geçirilişi için gerekli bütün çalışma, plan ve projelerin açık bırakmadan hazırlanmasıdır. Bu tür projede de başını insan davranışları mühendisliği çekiyor gibi.

"Bugünün koşulları ile geleceğinize bakarsanız yanlış olur" diyen arkadaşlara yönelik olarak ise, "siz, biz, herşey dünün ve bugünün mahsulüsünüz", hayalgücü çok önemli ama fikirleri gerçeğe getirecek olan şey bilgi birikiminiz ve uygulama enerjinizdir. Bu ikisinden biri eksik olursa bu fikirler pembe rüya olmaya devam ederler.

phantom dedi ki...

3. filmi(moving forward) de izlerseniz "insan doğası" hakkında -benim için- yeterli olan açıklamaları da görme şansı bulursunuz. ve belki sizin için de yeterli olurlar.