Bir şeye heves ettiğim zaman ne kadar da gaza gelebildiğimi bir daha gördüm.
Şurada yazdığım planları sonunda hemen hemen nihayete erdirmiş bulunmaktayım.
Öncelikle beni üzmeden, görüşmeye falan çağırmadan 3,5 aylık multi vize veren
Hollanda Büyükelçiliğine teşekkür etmeden geçemeyeceğim:) Üstelik sadece 8 gün için başvuru yapmıştım. Olsun sizi seviyorum çocuklar
İkinci olarak, her ne kadar dublin planımı iptal etmeme sebep olacak fiyat artışları gösterseler de,
Ryanair şirketi, çalışanları ve gizemli kar etme politikalarına bir teşekkürü borç bilirim.
Son olarak
THY'ye sebebi her ne kadar ürkünç de olsa Amsterdam'a en ucuz bileti sağladıkları için teşekkür ediyorum. Ahah Gidiş-Dönüş 453 Tl. Üstelik İzmir'den direkt
Teşekkür ve cıvıma kısmı bittiğine göre, sıra neler yapacağımı anlatmaya geldi.
18 Haziran Cuma. Saat 16.00 İzmir-
Amsterdam22 Haziran Salı'ya Kadar Amsterdam
22 Haziran akşam trenle
Eindhoven'a geçiş
23 Haziran Çarşamba, saat 08:50'de uçakla
Marsilya23 Haziran akşamı Marsilya, Le Dome'da
Bob Dylan konseri (yey!)
24 Haziran Perşembe 06:50. Uçakla Eindhoven'a dönüş. Oradan trenle tekrar Amsterdam
25 ve 26'sını Amsterdam'da geçirip 26 Haziran Cumartesi gecesi İzmir'e dönüş
27 Haziran Pazar sabahı Hastanede nöbet(ahah!)
Budur plan. Marsilya'dan Eindhoven'a ve Eindhoven'dan Amsterdam'a dönüş biletleri hariç bütün biletleri almış planımı yapmış durumdayım. Marsilya'dan dönüşü bir iki gün sonra alacağım, zira Eindhoven yerine
Brüksel'e geçip orada da iki gece kalıp dönebilirim. Daha karar vermedim. Belki Amsterdamı beklerim karar için. Doyamazsam Brüksel'den vazgeçer, yukarıda yazdığım gibi devam ederim, ki büyük ihtimal de öyle olacak.
İlk Yurtdışına çıkarken kendi boyumda bir valiz götürmüştüm. Sonra seneler geçtikçe valiz boyutu küçülmeye başladı. Bu sefer ya pratik ve özellikle küçük; tekerlekli bir valiz+ sırt çantası ya da sadece büyük bir backpack götürmeyi düşünüyorum. Her şeyden birer tane götüreceğim, çünkü mutlaka orada dayanamayıp
H&M vurgunu yapacağımı biliyorum.
Marsilya'ya gidiyorsam sadece Bob Dylan için gidiyorum, zira yukarıda gördüğünüz üzere(o derece görgüsüzüm) uçak biletlerim ve konser biletimin toplam maliyeti sadece
96.80 €. İstanbul'da 31 Mayıs'ta verdiği konserin en ucuz bilet fiyatını hatırlayalım bakalım. Şaka gibi değil mi?
Şimdiye kadar her seferinde yalnız gezdim ve çok keyif aldım. Bu kez sıkılabilirim, eski keyfi alabilirim ya da çok daha keyifli geçebilir bu yolculuk. Hiç önemli değil, çünkü hep yolda olacağım. Yolun kendisi bile ayrı hikayeyken, sadece Bob Dylan'ı izlemek için en alakasız iki şehir arasında seyahat etmek başlı başına bir macera değil midir? Belki ileride çocuklarıma anlatacak bir hikaye çıkacak.
O değil de çocukları falan bilmem ama 8 gün için 8 blog yazısı gelecek, hem de aynı günün akşamında gelecek onu söyleyebilirim.