11 Ağustos 2010 Çarşamba

Güncellemeler 16: The Man in Me

**Can simididir güncelleme yapmak, yazıya tekrar ısınmayı sağlayandır.

**Yaz demek tatil demekti benim için bir kaç ay önce, tatili de yaptık hatta görmemişler gibi buraya detaylarıyla da yazdım, ne yaptığımı. Evet, yaz bitiyor artık, tüm sıcaklığına hatta cehennemliğine rağmen istemiyorum yazın bitmesini. Yaz ve o sonsuz gün ışığını seviyorum. İşten geldikten sonra hala 4 saatlik gündüzün varlığını seviyorum. Dışarıdaki hayatı seviyorum aslında. Oysa kışın henüz saat 5'te evinize doğru yürürken, kararmış hava beraberinde kasvet de getiriyor, bütün hevesleri kırıyor, eve mecbur ediyor insanı...

Odasının kapılarını sadece octoberswimmer.blogspot.com için açtı...

**Hal yukarıda yazdığım gibiyken, ben de bu kışı evde geçirmeye karar verdim. Mayıs'a kadar 25 metrekarelik odamda çıkmamayı planlıyorum. Bunu da olası kılmak için odamı biraz daha çekici hale getirmek gerekiyordu, üzerime düşeni yaptım. Biraz IKEA'nın biraz da teknoloji marketlerinin yardımıyla odamı cazibe merkezi haline getirdim. İkinci çocukluk dönemi başlasın bakalım.

**Aylar sonra kayıt yaptım, yaptığım şey tatmin edici miydi? Hayır. Yaptığım şey motive edici miydi? Hell, Evet:) Fazlasını yapmak istiyorum, daha fazlasını öğrenmek istiyorum. Hatta artık bir şeyler üretmek istiyorum, lakin tek sorun hayatımın fazla iyi gitmesi. Hayır, şikayetçi değilim ama dert yoksa, tasa yoksa, drama yoksa üreticilik de azalıyor, bunu kimse inkar etmesin. Yine de önerisi olan varsa lütfen...

**Pazartesinden itibaren artık kliniğin en çömez asistanı değilim. Nihayet yeni biri daha geliyor. Bu, benim angaryalarımın bir çoğunun azalacağı ve nöbet sayımın da ufak bir değişiklikle azalacağı anlamına geliyor. Bu güzel bir şey. Öte yandan artık biraz daha fazla okumam, biraz daha bilgimi arttırmam da gerekiyor, artık bahanem kalmıyor. Unutmadan, bugün klinikteki ilk yılımı doldurdum, ya gördün mü sevgili okur zaman ne çab... Tamam, vurmayın jkdlasdlk

**Tatil bitti dediysek yanlış anlaşılmasın, yaz tatili bitti. Daha Eylül tatili duruyor. 15 gün kadar iznim hala mevcut. Bir kaç hafta öncesine kadar, zaten Schengen vizem devam ettiğinden, tekrar Avrupa'ya gitmek istediğimden emin gibiydim. Bu aralar huzur tatiline heveslendim. Fethiye, Kabak koyu gibi planlar mevcut. Ya da tekrar, tek başına Avrupa(İrlanda ya da İskandinavya gibi görünüyor) olacak. Hangisini yapmalı ki?

**Bu da böyle bir kaçak güreşimdir. Bir sonraki yazı adam gibi olacak, söz.

4 yorum:

Unknown dedi ki...

Hayatının fazla iyi gitmesi ve fethiyede bi huzur tatili kulağa hoş geliyo.. (: Nouvelle Vague - in a manner of speaking.. Hamağa uzanmş bu şarkıyı dinliyorum huzurluyum bende şükür. harbiden bu hamakta yatmaktan yaratıcılığmda sıfır oldu ama olsun yinede dert tasa istemiyorum :)))

ful dedi ki...

Odan pek hoş pek konforlu olmuş. Güle güle kullan. Ama bu güzellikleri paylaşacak bir partner de lazım sana.....

October Swimmer dedi ki...

Uuuuv:)

voodoo girl dedi ki...

irlanda.