28 Ağustos 2010 Cumartesi

Kış Geliyor

http://img.archiexpo.com/images_ae/photo-g/soundproof-roof-window-against-rain-118128.jpg

Bunu yazın o kavurucu sıcağının bitmeye yüz tuttuğu bu günlerde söylemek kolay, ama en sıcak yaz gününde kavrulmayı, kışın üşümeye tercih ederim. Neden? Çünkü yazın herşey daha kolay...

Öncelikle en güzeli işten çıkınca havanın bir kaç saat daha aydınlık kalacağını bilmeniz, hemen bir sonraki gün gelmeyecek, hemen gece gelip sana; "Hadi, uyu artık, yarın yeniden işe gideceksin" demeyecek. En az 3 saat daha sana ait, Dışarısı seni bekliyor.

Sabahları yataktan kalkınca, seni o sıcak yatağa tekrar döndürmek isteyen soğuk hava yok. Evden çıkınca sadece sabah serinliği karşılıyor seni, yüzünü adeta kesen soğuk rüzgar değil. Böylece işine, okuluna, otobüs durağına yürüdüğün yol keyifli hale geliyor, güzel bir müzik seçtiysen tabi.

Yazın herkesin üzerinde bir rehavet var. Kendi işim için konuşuyorum, hastalar rahat, hastalıklar rahat, ameliyat günleri rahat, klinik şefi rahat. Hal böyle olunca yaptığın işten daha çok keyif alıyorsun, eve daha mutlu dönüyorsun

Soğuk Bira. Aslında sadece bu iki kelimeyi yazıp bıraksam da olur, ama o sıcak akşam üstü Muzaffer İzgü, ya da Gazi Kadınlar sokaklarından birinde(Tercihen gazi kadınlar) oturup akşamı soğuk bir bira ve tabii güzel bir sohbetle getirmek gibisi var mı?

Küçük haftasonu kaçamakları, İzmir gibi bir yerde yaşıyorsanız, boş haftasonlarınızın olmazsa olmazıdır 200 km çapındaki alanda gidecek o kadar çok yer vardır ki, yaz boyu bütün haftasonlarınızı harcasanız dahi bitiremezsiniz.

Uzadıkça uzar bu liste, ama uzatmak yaza bir kaç ay daha katmayacak, o yüzden yapacak bir şey yok geleni kabullenmek gerekecek, hatta benimsemek en güzeli, zira yaz güzel diye kış cehennem değil;

En nihayetinde İzmir'de kış kısa sürer ve yumuşak geçer ortalama sıcaklık 10 derece civarlarındadır, o yüzden "kara-kış" dramatizasyonuna gerek yok.

Pek tabii kışın en güzel yanı ev aktiviteleridir, Tek başına ya da arkadaşlarla... Bazen boş haftasonunuzda dışarıda sağanak yağmur yağarken içeride olduğunuza şükredip sıcak ve karartılmış odanızda bölüm üzerine bölüm dizi izlemek; bazen de gece üç beş kişilik grubunuzla anlamsızca sarhoş olana kadar içip o kafayla sonunda sızacağın film izlemek, ya da yeterince gaza gelip dışarıda devam etmeye çıkmak güzelleştirir kış gecelerini.

http://www.brandish.tv/sartorialist%20short%20suit%20sports%20jacket-thumb-430x285.jpg
Yazın şık olmaya çalışınca bile ortaya ancak böyle bir şeyler çıkar, şık mı? Kesinlikle hayır

Giyim konusunda kış her zaman daha zengindir. Erkek giyimi için söylüyorum, yazın üzerinizdeki bir t-shirt ve pantalondan oluşan kostümünüz, kışın yapabileceğiniz onlarca kombinasyonun yanında oldukça sönük kalır. Kış, her zaman daha şıktır.

Kış her zaman daha yaratıcıdır. Belki bazal depresyon yarattığı içindir, ama kışın daha derin hissedersiniz kendinizi. Daha çok yazmak, daha çok okumak, daha çok izlemek istersiniz. Yazınki rehavete benliğiniz de kapılır ve ancak kış gelince gerçek anlamda çıkabilirsiniz.

Tabi Ağustos sonunda kışın gelişiyle ilgili bir yazı yazmak absürd ama nasıl cumartesi gece yarısından sonra pazartesi sendromuna giriyorsam, ağustosun ikinci yarısından itibaren de kış sendromuna girerim, zira eylül, ekim hemen geçer, her sene kasım bütün karanlığıyla sizi bekler.

2 yorum:

alt + 168 dedi ki...

ben en son 2008-2009 kışını gördüm baboli. özledim cidden izmir'de kış geçirmeyi.

özge dedi ki...

kesinlikle! kış <3