Sadece 130.000 Euro harcayarak, içinde iki müzisyen, aşk, bazen komedi ve en önemlisi harika şarkılar barındıran bir film yapmak, bir sürü festivalden ödülleri toplamak ve bir de Oscar almak. Herhalde ansiklopedilerdeki "Başarı" sözcüğünün karşısına bir de bu eklenirse hiç de absürd durmaz.
Yazan ve yöneten John Carney. Elbette kendi hayatından bir sürü öğe taşımakta film, hatta filmdeki adamın, (Glen Hansard'ın oynadığı karakter "Guy", Marketa Irglova'nınki ise "Girl" olarak refere ediliyor) Lies'ı söylerken izlediği videoda kendi kız arkadaşının görüntülerini kullanmış. Ayrıca bu bağımsız yönetmenin, Glen Hansard'ın İrlanda'yı salladığı grubu, The Frames'in basçısı olduğunu da belirtmekte yarar var.
Biraz da filmdeki ikiliye değinelim. Glen Hansard, İrlanda'nın sevilen figürlerinden biri. Grubu The Frames satış rekorları kırmış zamanında. 13 yaşından beri sokaklarda çalan, ilham kaynakları Leonard Cohen, Bob Dylan ve Van Morrison olan bu adama şans gülmüş ve ünlü bir gruba, kendisi gibi sokak yeteneklerini anlattığı bir televizyon programına ve çocukluk kahramanı Bob Dylan'ın alt grubu olarak turnelere çıkma şansına sahip olmuş. Hatta Bob Dylan'ın ricasıyla I'm not there filmi için "You ain't going nowhere"'i coverlamak da bu saydıklarıma dahil... Tabi şansla olmamış bunlar, Yazdığı sözler ve iyi kullandığı sesinden bahsetmezsek haksızlık yapmış oluruz. Zaten bu İrlanda'nın suyundan mıdır, nedir? Singer-Songwriter özütü var içinde galiba. İçen, gitarıyla içimizi yakmaya başlıyor...
Öte yandan Marketa Irglova, 1988 Çek Cumhuriyeti doğumlu, 8 yaşından beri piyano çalan ve tatil için Çek Cumhuriyeti'nde bulunan Glen Hansard ile tanışmasıyla adeta hayatı değişen bir kız. Önce The Frames'in The Cost albümünde çalışıyorlar, sonra beraber The Swell Season'u çıkarıyorlar ve en son Once filminde beraber görülüyorlar. Sonuç Damien Rice- Lisa Hannigan ayrılığından sonraki boşluğu dolduran-ki daha büyük potansiyele sahipler- mükemmel bir ikili ve çiçeği burnunda bir çift! Glen Hansard, bu konuda "Ona aşık oluyordum, ama bu gerçeği sürekli reddetmeye çalışıyordum çünkü hep 'daha o bir çocuk!' diye düşünüyordum" demiş. Onu da anlamak lazım arada 12 yaş var(Cem ne diyorsun?)
Filmin iki kritik noktası var. Müzik dükkanı ve Veda sahnesi. Müzik dükkanı, o ana kadar Kız'a bir baş belası olarak bakan Adam'ın, ona bakışının değiştiği yer. Değişmesin mi? Gitar çalıyorsunuz, kayıtlar yapıyorsunuz, hayaller kuruyorsunuz ve birden harika piyano çalan, güzel sesli ve sizinle çalmaya hevesli bir kız keşfediyorsunuz. Ne hissedeceğiniz o an Adam'ın bakışlarında güzelce açıklanmış zaten, anlatmaya gerek yok. Veda sahnesi ise ikisinin de birlikte olmak istedikleri kişilerle değil de birlikte olmaları gereken kişilere döndüklerini gördüğümüz yer. Göz yaşı dökmece, abartılı replikler yok. "We'd hanky panky if i come now" var(biliyorum okuyorsun)
Son olarak filmdeki favori karakterim kayıt stüdyosundaki Eamon'dur diyorum.
Yazan ve yöneten John Carney. Elbette kendi hayatından bir sürü öğe taşımakta film, hatta filmdeki adamın, (Glen Hansard'ın oynadığı karakter "Guy", Marketa Irglova'nınki ise "Girl" olarak refere ediliyor) Lies'ı söylerken izlediği videoda kendi kız arkadaşının görüntülerini kullanmış. Ayrıca bu bağımsız yönetmenin, Glen Hansard'ın İrlanda'yı salladığı grubu, The Frames'in basçısı olduğunu da belirtmekte yarar var.
Film Van morrison'un "and the healing has begun" isimli şarkısıyla başlıyor, sonra iki öldürücü darbe geliyor: Say it to me now ve All the way down. Diğer iki ağır top, Falling slowly, (kendisi 2008 model bir Oscar'a sahiptir) ve When your mind's made up filmin ortalarında kendilerini gösteriyorlar. Bu paragraftan çıkarmanız gereken fikir ise bir an önce filmin soundtrack'ini edinmeniz.
Biraz da filmdeki ikiliye değinelim. Glen Hansard, İrlanda'nın sevilen figürlerinden biri. Grubu The Frames satış rekorları kırmış zamanında. 13 yaşından beri sokaklarda çalan, ilham kaynakları Leonard Cohen, Bob Dylan ve Van Morrison olan bu adama şans gülmüş ve ünlü bir gruba, kendisi gibi sokak yeteneklerini anlattığı bir televizyon programına ve çocukluk kahramanı Bob Dylan'ın alt grubu olarak turnelere çıkma şansına sahip olmuş. Hatta Bob Dylan'ın ricasıyla I'm not there filmi için "You ain't going nowhere"'i coverlamak da bu saydıklarıma dahil... Tabi şansla olmamış bunlar, Yazdığı sözler ve iyi kullandığı sesinden bahsetmezsek haksızlık yapmış oluruz. Zaten bu İrlanda'nın suyundan mıdır, nedir? Singer-Songwriter özütü var içinde galiba. İçen, gitarıyla içimizi yakmaya başlıyor...
Öte yandan Marketa Irglova, 1988 Çek Cumhuriyeti doğumlu, 8 yaşından beri piyano çalan ve tatil için Çek Cumhuriyeti'nde bulunan Glen Hansard ile tanışmasıyla adeta hayatı değişen bir kız. Önce The Frames'in The Cost albümünde çalışıyorlar, sonra beraber The Swell Season'u çıkarıyorlar ve en son Once filminde beraber görülüyorlar. Sonuç Damien Rice- Lisa Hannigan ayrılığından sonraki boşluğu dolduran-ki daha büyük potansiyele sahipler- mükemmel bir ikili ve çiçeği burnunda bir çift! Glen Hansard, bu konuda "Ona aşık oluyordum, ama bu gerçeği sürekli reddetmeye çalışıyordum çünkü hep 'daha o bir çocuk!' diye düşünüyordum" demiş. Onu da anlamak lazım arada 12 yaş var(Cem ne diyorsun?)
Filmin iki kritik noktası var. Müzik dükkanı ve Veda sahnesi. Müzik dükkanı, o ana kadar Kız'a bir baş belası olarak bakan Adam'ın, ona bakışının değiştiği yer. Değişmesin mi? Gitar çalıyorsunuz, kayıtlar yapıyorsunuz, hayaller kuruyorsunuz ve birden harika piyano çalan, güzel sesli ve sizinle çalmaya hevesli bir kız keşfediyorsunuz. Ne hissedeceğiniz o an Adam'ın bakışlarında güzelce açıklanmış zaten, anlatmaya gerek yok. Veda sahnesi ise ikisinin de birlikte olmak istedikleri kişilerle değil de birlikte olmaları gereken kişilere döndüklerini gördüğümüz yer. Göz yaşı dökmece, abartılı replikler yok. "We'd hanky panky if i come now" var(biliyorum okuyorsun)
Son olarak filmdeki favori karakterim kayıt stüdyosundaki Eamon'dur diyorum.
4 yorum:
insan bi credicts: leylak şarabı falan yazar, nankör.
yavşaksın diyorum, ne diyecem?
bi an önce piyano çalmayı öğren, biz de böyle bi ikili olalım; söz aşık olmıcam sana aşskjşlasjas
24th fret
* Yaş: 32
* Cinsiyet: Erkek kdsşakdl
o değil de yanlış hesaplamışım aralarında 18 yaş fark var, hadi yine iyisin djkalsdj
blog vesilesiyle de izlemiş olduk filmi. pek de güzel oldu :) müziklerle kurgunun kusursuzca bir araya geldiği, müthiş keyif alarak izlediğim ender filmlerden biri oldu. Eyvallah..
Yorum Gönder