Pişmanlıklarımı siliyorum aklımdan... Bir süredir eskiden kötü giden herşey için sistematik bir şekilde kendimi suçlamışım, ama anlıyorum ki, hayat tek başına yaşanmıyor. İyi veya kötü giden herşeyi ben kontrol eden bir tek ben değilim. "
İkinci" faktörünü hep görmezden gelmişim şimdiye kadar...
Özetleyecek olursak, önceki yazılarımda bahsettiğim pişmanlıklarım, itinayla rezil ettiğimi iddia ettiğim ilişkiler üzerine düşününce, aslında bütün yumrukları benim yemem gerekmediğini görüyorum. Ortada kötü bir sonuç varsa tek suçlu ben değildim. Nedense son zamanlarda ben bu basit çıkarımı yapamadan hep kendime yüklendim. Ortadaki muhtemel kötü sonucun, hatta benim elimle olan kötü sonucun, karşı tarafın-ikinci faktörünün- yeterince iyi olmadığı, yeterince çabalamadığı hatta en basitinden "doğru kişi" olmadığı ihtimaline bağlı olabileceği gerçeğini yoksaydım. Gereğinden fazla büyütmemek lazımmış geçmişi
Ya ecnebilerin "
self-righteous" dedikleri kişi oluyorum, ya da halihazırda benim mutlu eden bir şeye sahip olduğumdan ve bu mutluluğun en az yarısı karşımdaki insana bağlı olduğundan böyle bir "catharsis" yaşıyorum. Bilmiyorum. İlişkilerin iki kişiyle yaşandığını ve ortadaki iyi veya kötü sonuçtan o iki kişinin de sorumlu olduğunu biliyorum.
1 yorum:
you said that well john...
Yorum Gönder