Herşey benim dün, asansörde üstümde kaşe ceketimle pişerken, "Bu ne biçim aralık be, pişiyoruz resmen" diye bağırmamla başladı. 3 saat içinde hava 22 dereceden 11 dereceye indi, gökyüzünde bulut olarak hayatlarını idame ettiren ne kadar su buharı varsa, yeryüzüne inmeye karar verdiler. Bu sırada deneme sınavından çıkıp evine gitmekte olan benim üzerime uğramayı ihmal etmediler. Uzun lafın kısası, dün akşam iliklerime kadar ıslandım. İklimin şakası olmuyormuş...
O zorunluydu da, yağmuru günahı kadar sevmeyen ben, daha brutal bir şekilde yağan yağmurda dışarı çıktım. İki kiloluk botlarımla yürüdüm. Bu paragrafa böyle girince ardından bir dolu yakınma gelecek sanacaksınız, lakin gayet de bilerek ve isteyerek çıktım dışarı, Alsancak'a. İyi ki de çıkmışım. Güzel günler bunlar...
slm... aslında damien rice ile ilgili bişeyler arıyodum,ekşi sözlükten bi anda sana konuk olmuş oldum... sonradaaa yazdığın yazıyı okuyup yorum yapmak istedim..Demekki neymiş havadan şikayet etmemek gerekirmiş demek için:) Söledim,gidiyorum... hoşça kal...
Bazen gittiğim yolun yanlış olduğunu bile bile gidiyorum. Bazen de kestirme sevdasından yolumu zorlaştırıyorum. Ne olursa olsun bu benim ve bir şekilde, her seferinde düzlüğe çıkıyorum.
"hiçbir zaman inandiramadım seni kahramansız bir dünyaya neden inandığıma. hiçbir zaman inandiramadım seni o kahramanları uyduran zavallı yazarların neden kahraman olmadıklarına. hiçbir zaman inandiramadım seni o dergilerde resimleri çıkanların bizden başka bir soydan olduğuna. hiçbir zaman inandiramadım seni sıradan bir hayata razı olman gerektiğine. hiçbir zaman inandiramadım seni, o sıradan hayatta benim de bir yerim olması gerektiğine"
1 yorum:
slm...
aslında damien rice ile ilgili bişeyler arıyodum,ekşi sözlükten bi anda sana konuk olmuş oldum...
sonradaaa yazdığın yazıyı okuyup yorum yapmak istedim..Demekki neymiş havadan şikayet etmemek gerekirmiş demek için:)
Söledim,gidiyorum...
hoşça kal...
Yorum Gönder