4 Haziran 2009 Perşembe

There and back again

http://www.saglik.gov.tr/extras/birimler/basin/bakan/bakanl%C4%B1k.jpg

Uzmanlık programına kayıt için aldığım 5 günlük mazeret iznimle ilgili nice planlarım vardı. Öncesi ve sonrasındaki haftasonlarıyla tamı tamına 9 gün boşlukta neler yapılmazdı ki? Kayıt, Ankara'da en fazla birkaç saat sürecek bir işlemdi-bir saat sürdü zaten-. O işler haledilir, geriye kalan günlerde, mesela;

**Bursa'ya gidilip arkadaş ziyareti yapılabilirdi, sonra İstanbul'a geçilebilirdi. Bunların hepsi bir kaç gün sürebilirdi sadece.

**İzmir'e gidilebilirdi gayet. Çok özlemeden şöylesine bir görülüp geri dönülürdü.

**Adana'da en samimisinden bir kardeşe ziyaret yapılabilirdi, bol bol kebap yenirdi.

Ne mi oldu?

Önce geçen hafta hallolur diye hesaplanan sağlık raporu ancak dün çıkabildi, 4 gün bir anda gidiverdi o 9 günden.

Sonra bu kalan 5 günde Bursa ziyareti yeterince mantıklı gelmedi, İstanbul ise tamamen çılgınlık gibi geldi. Düşünsenize Ankara Bursa arası 6 saat, Bursa İstanbul Arası 3,5 saat, Bunun üzerine Diyarbakır'a geri dönüş ise paha biçilmez olurdu adeta

Adana hala masadaydı (İzmir en baştan elendi, zira daha iki hafta oldu ayrılalı, biraz özlemek lazım) Adanayı ve geçirilecek bir kaç eğlenceli günü katleden ise dün gece başlayan ve bu sabah işkenceli bir şekilde sonlanan otobüs yolculuğu oldu. Ankara'ya neden otobüsle gittiğim konusuna hiç girmeyeceğim. Sadece, yanımda 1,5 porsiyonluk bir amcayla, dondurmak amacıyla açılan bir klimanın tema olduğu 15 saatlik otobüs yolculuğundan sonra, gayet de büyük konuşarak, "bir daha 7 saatten uzun otobüs yolculuğu yapmam" diyorum. Aslında bu kelimeleri kulanmadan derdim ama blogun genel ahlak yapısına ve üslubuna uymuyor.

Velhasıl sabah AŞTİ'ye vardığımda kafamdan geçen tek düşünce, bir an önce işlerimi bitirip en erken uçakla Diyarbakır'a dönmekti. Sağlık bakanlığında saatlerce süreceğini düşündüğüm işimi bitirdiğimde daha öğlen bile olmamıştı. En erken uçuş saat 18'de olduğundan daha Ankara'da geçirilmesi gereken uzun saatler vardı. Yemekti, yemek sonrası içilecek birşeyler derken vakit geçti, ama bu 24 saatlik Ankara gezisini tamamlamak üzere havalanına dönerken aklımdan o şehri hiç sevmediğim geçiyordu.


P.S: Ankara'da eş dost birileri vardı, ama en yakın tarihte gördüğümü en son 3 yıl önce gördüğümden, "ee nasıl gidiyor" ve sonrasındaki karşılıklı sessizlik formatlı bir buluşmadansa yalnız vakit geçirmeyi tercih ettim, efendice uçağıma binip geldim sonra.

3 yorum:

DORİS dedi ki...

ne kadar zor bilirim, ne çok çekmiştim. sen yine iyisin ben giresunda okudum, antalyayla arası saatti. allah kolaylık versin sana..

empiti dedi ki...

tatil zehir oldu desene, acısını çıkar bence en yakın zamanda..

Müge E. dedi ki...

öfff kötü olmuş...
Neden şu evdeki hesap bi türlü uymuyo ki??
Ankarayı sevenlere hayretle bakıyorum bende...Ankaralılar okursa kusura bakmasınlar ama çok sevimsiz bi şehir yaaaa...