1 Aralık 2009 Salı

Güncellemeler 13: Acil Servis


**Kasım ayını hastanemin acil servisinde zorunlu rotasyoner hekim olarak geçirdim. Emin olun güzel bir deneyim değildi.

**Acilde çalışmak için yanlış ayı seçmişim, bir dakika durun. Ben seçmedim. Hiç bir yönetmelikçe meşru olmayan bir rotasyon sonucu orada çalışmak zorunda kaldım ve benim için kasım ayını uygun görmüşler.

**Yanlış zaman? Çünkü malumunuz o çok konuşulan Domuz Gribi namı diğer H1N1, namı diğer A tipi Pandeminin coştuğu zamandı kasım ayı. "Domuz gribine inanmıyorum ben hacı yea, hepsi ilaç şirketlerinin, aşı satmak için..." kuplesiyle başlayan konuşmaları seven gençliğe buradan selam ederim, ve oturdukları yerden konuşmanın her zaman en kolayı olduğunu hatırlatırım.

**Gecede 1000'e yakın hasta baktık diyorum, yarısının griple geldiğini söylüyorum, bazılarının ateşinin 40'ı geçtiğine kendi koyduğum termometreye, kendi gözlerimle bakarak tanık olduğumu belirtiyorum. Ayrıca bir ay içinde hastanemde benim tanık/haberdar olduğum 3 ölüm vakası olduğunu ve bu insanların gayet sağlıklı ve genç insanlar olduklarını da eklemeden geçmiyorum.

**Hayır, amacım sizi korkutmak değil. Sadece hala, bir kısmı doktor olan, insanların bu kadar açık ve ayrıca Dünya sağlık örgütü tarafından 6. seviye olarak kabullenilmiş bir salgına, üzerlerinde oturdukları uzuvlarını kaynak göstererek komplo teorisi üretip "inanmayan" insanları anlamıyorum, ondan bu serzenişim. Yoksa büyük bir kısmınız grip olacak, yüzde yetmişiniz ayakta geçirecek, risk grubuna ait değilseniz korkacak bir şey yok.

**Grip dışında çok ilginç hikayelerim yok acil servis hakkında, tabi muhtemel cinsel ilişki sonrası anüsünü yırtan adamı saymazsak...

**E Nasıl geçti koca bir ay? Dahili bakı biriminde çalıştığımdan, Bolca karın ağrısı, mide bulantısı, kusma, baş dönmesi(aralarına virgül yerine ve/veya ibaresi de koyabiliriz) şikayetiyle gelen ve çok önemsiz ve non spesifik bir karın ağrısı da olabilecek, aynı şikayetlerle ilerleyen ve acil ameliyat gerekebilecek hastalıkları ayırmaya çalıştım. Hasta yakınlarıyla kavga ettim, Acilde "iğne vurdurmaya" gelen madde bağımlısı hastalarla boğuştum, Triyajdaki acil tıp teknisyenlerinin yaptığı saçmalıkları düzeltmeye uğraştım. Bir fark yarattım mı bilmiyorum ama kesinlikle gelen hiç bir hastaya zarar vermediğimi söyleyebilirim. Acil olan ve kaçırılmaması gereken hiç bir şeyi kaçırmadığımı da biliyorum.

**Acil, bir bakıma benim gibi hastaneye yeni başlayan ve çok insan tanımayan doktorların sosyalleşmesi için de bir fırsat. Konsültasyonlar aracılığıyla değişik anabilim dallarından diğer doktorları da tanıma fırsatı oldu. Çoğuyla iyi anlaştım, bir kısmıyla da samimi oldum. Kesinlikle bu hastanede geçireceğim geri kalan 4 yılda daha efektif bir işleyiş için çok iyi oldu. Bunu acilin güzel yanlarından biri olarak not edelim madem.

**Gecemle gündüzüm karıştı, Sandalyede, ayakta, iğrenç bir kanepede uyukladığım anlar oldu, Larenjit olup ancak fısıltıyla konuşabilecek kadar sesim kısıldı, bazen sinirlerim gerildi. Ama bitmez dediğim bir ay sonunda bitti, iyi ki de bitti. Oh.

2 yorum:

Sel dedi ki...

Geçmiş olsun diyelim.Yaşadıklarını hayal bile edemiyorum, neden? çünkü daha geçen gün bir alışveriş merkezinde kanser olduğunu tahmin ettiğim (kafasında türbana benzer bir bağ vardı) bir insanın acı ve kusma seslerini duyduğumda ellerimin titremeye başlamasına bile hakim olamadım.

24th fret dedi ki...

bedavaya mı yapıyosun sanki?? Pes yani!!!1

Şaka be şaka, takdir ediyorum seni. Aslanım benim.