Üzerinde durduğum zeminin ne kadar da kaygan, ne kadar da kararsız olduğunu şaşkınlıkla idrak ettiğim şu günler, hayatımda bir takım değişikliklere tanık oldu(bir daha uğraşsam böyle cümle kuramam, değerini bilin bu cümlenin)
Evet, okuyucu hayatımda yaşadığım döngülerden birine daha başlamış olabilirim. Sonunu görmeden emin olamayız, belki aslında sonunu görmezsek aksinden emin olacağız.
Denedim. Evet, denedim. Bu kez farklı bir şey olsun istedim, tırnaklarımla kendim kazıyayım, yoktan varedeyim istedim, ama her zaman doğru motivasyonun yeterli olamayabileceğini de gördüm. "Çabalayayım, kendim oluşturayım" dediğim çaba, bir Sevmek Zamanı deneyimi halini alınca ve boyacının hiç bir zaman fotoğrafın sahibesiyle tanışmayacağı da aşikar olunca, bu-sırf çabalamış olmak için sarfedilen- beyhude çabanın da sona ermesi gerekiyordu.
Peki ne oldu? "Demek yolu buymuş" dedim. Demek ki hep bu döngüler olacak yaşadıklarım. Bu çemberlerden biri ucu açık bir düz çizgi haline gelene kadar hep bunlardan birini yaşacağım, hep birinden ötekine gideceğim demek...
Canım sıkılmadı bu işe, Her seferinde tepesine ulaştığım kuledeki son kapı yine çöle açılmıştı. Yine en başa dönmüştüm, ama bu kez umutsuzluk yoktu içimde. Sonunda istediğimi alacaktım, huzura kavuşacaktım, biliyordum. Bunun için ne kendimi dışarıdan soyutlamam, ne de zoraki çabalara girmem gerekiyordu. Sadece bu düzeni bana sunulduğu gibi kabul etmem yeterliydi.
Seçilmeye devam etmek, ta ki bir gün...