Hayatta "ikinci kez" diye bir şey yoktur, ikinci şans da yoktur, telafiler de... Hayatın o "course correcting" mekanizması da yalandır. Anlar benzersizdir, bir kere geçen bir daha düzeltilemez, geri getirilemez, telafi edilemez.
O sana bakarken, ona bakmayı kaçırdıysan, o anı da kaçırmışsındır. Otobüsün peşinden ne kadar koşarsan koş, ne o otobüsü durdurabilir, ne de o anı geri getirebilirsin.
Beraber çok güzel bir gece geçirmiş olabilirsiniz, o gecenin sonunda sadece beraber uyuduysanız, ya da sokağın ucunda sessizce bir an geçirip evlerinize dağıldıysanız, o gece olması gerekenleri başka bir gecede bulmaya çalışmak, ikiniz için de zorlamadan öteye gidemez. O gece yaşanması gerekenleri başka bir gece yaşasanız dahi, o gece vereceği tadı asla veremez. Aklınızda hep "acaba o gece yaşansaydı nasıl olurdu" sorusu kalacaktır, kalmaya mahkumdur da.
O yüzden insanlar, pişmanlıkları sonrası, "o anı" kafalarında tekrar tekrar yaşarlar, türlü senaryolar ve olasılıklar kurup her birinin nasıl sonuçlanabileceğini düşünürler. Hepimizin aklında telafi veya düzeltme sözcükleri dönse de, nasıl telafi edebileceğimizi, nasıl düzeteceğimizi düşünmeyiz. İçten içe biliriz, telafi diye bir şeyin olmadığını, hiç bir şeyin düzeltilemeyeceğini, çünkü anlar, dağılınca kolayca tekrar bir araya getirebileceğimiz legolar gibi değillerdir. Anlar kırılgandır ve parçaları hep kaybolur.
O yüzden anlamsız çabalara girme sevgili okur. Art Company de aynısını söylüyor: "The moment's gone, the feeling's over" Orijinal anın kopyasını yaratmaya da çalışma, bu seni üzer.
O sana bakarken, ona bakmayı kaçırdıysan, o anı da kaçırmışsındır. Otobüsün peşinden ne kadar koşarsan koş, ne o otobüsü durdurabilir, ne de o anı geri getirebilirsin.
Beraber çok güzel bir gece geçirmiş olabilirsiniz, o gecenin sonunda sadece beraber uyuduysanız, ya da sokağın ucunda sessizce bir an geçirip evlerinize dağıldıysanız, o gece olması gerekenleri başka bir gecede bulmaya çalışmak, ikiniz için de zorlamadan öteye gidemez. O gece yaşanması gerekenleri başka bir gece yaşasanız dahi, o gece vereceği tadı asla veremez. Aklınızda hep "acaba o gece yaşansaydı nasıl olurdu" sorusu kalacaktır, kalmaya mahkumdur da.
O yüzden insanlar, pişmanlıkları sonrası, "o anı" kafalarında tekrar tekrar yaşarlar, türlü senaryolar ve olasılıklar kurup her birinin nasıl sonuçlanabileceğini düşünürler. Hepimizin aklında telafi veya düzeltme sözcükleri dönse de, nasıl telafi edebileceğimizi, nasıl düzeteceğimizi düşünmeyiz. İçten içe biliriz, telafi diye bir şeyin olmadığını, hiç bir şeyin düzeltilemeyeceğini, çünkü anlar, dağılınca kolayca tekrar bir araya getirebileceğimiz legolar gibi değillerdir. Anlar kırılgandır ve parçaları hep kaybolur.
O yüzden anlamsız çabalara girme sevgili okur. Art Company de aynısını söylüyor: "The moment's gone, the feeling's over" Orijinal anın kopyasını yaratmaya da çalışma, bu seni üzer.