31 Ocak 2012 Salı

Gözler

...Yolunun üzerinde kargalar vardı. Onları farkettiğinde artık çok geçti. Kargalar da onu farketmişti. Kargaları kızdırmak olmazdı. Kargalar kötü niyetli yaratıklardı. Bir anlığına yolunu değiştirmek istedi, ancak gidecek başka yol yoktu ki. Özgür irade ne yazık ki burada işlemiyordu. Geri dönebilirdi, yolun gerisi kargalardan daha beterdi. Yolun gerisi, her şeyi yeniden yaşamak demekti ve sevgili okur, her şey yeniden yaşanmazdı. Hayat, kaydedip oradan devam etmek istediğin oyunlara benzemiyordu.

Kargalar kızgındı, ortada bir anlaşmazlık vardı ve ne olduğu artık belli olmayan bir leş... Sıra gözlere gelmişti ve malesef üç karga ve iki göz vardı. Bu anlaşmazlığı görüp cesaretlendi. Belki bu karışıklıktan faydalanabilirdi. Olduğundan daha iri görünmek için göğsünü şişirdi, sesini kalınlaştırarak; "Neyi paylaşamıyorsunuz? Daha çok ceset olacak" dedi

Kargalar irkildi, üçü de ona bakmaya başladı. Kargaların yargılayıcı bakışları üzerindeydi. Bir gün kargalar tarafından yargılanabileceğini hiç düşünmemişti. Görünüşe göre her şey mümkündü. Bir ömür kadar süren yargılayıcı bakışlardan sonra kargalardan biri konuştu.

"Ortada gözler yokken biz çok iyi anlaşıyoruz. Ne zaman içimizden biri fazladan bir göz yerse, o zaman işler değişiyor. Çirkin yaratıklarız, biliyorsun. Doğamız gereği çirkinleşiyoruz. Geçmişi unutuyoruz. Daha önce paylaştığımız bütün anılar önemsiz kalıyor. Beraber uçtuğumuzu, elektrik direkleri üzerinde esen rüzgarı hissedip beraber çıkardığımız çirkin sesleri hatırlamıyoruz. Bir gün hepimize yetecek kadar ceset olduğunda yaptığımız gelecek planlarımızın, hayallerimizin bir anlamı kalmıyor. Düşman oluyoruz birbirimize. Şaşırdığını görüyorum. Şaşırma, kişisel hırsları olan tek yaratıklar sizler değilsiniz. Hatta siz bizden betersiniz, en azından biz ne olduğumuz biliyoruz. Siz kendinizi kandırarak, bir gün önce birbirinizin yüzüne gülerken, ertesi gün yoğun bir nefret ifade edebiliyorsunuz. Biz, birbirimize neler yapabileceğimizin her gün farkındayız"

Bir kargadan böyle bir bilgelik beklemiyordu. Bu konuşma sayesinde yoluna devam edebileceğini düşünerek ileri doğru bir adım attı. Karga bunun üzerine tekrar konuştu

"Hayır, devam edemezsin. Bu yolun sonrası bize ait. Buradan geçemeyeceksin. Şimdi geri dön ve yaşadıklarını tekrar yaşamaya devam et. Yeterince tekrarladıktan sonra yine buradan geçmeyi deneyebilirsin, ancak belki biz burada yine bir ceset üzerinde kavga ediyor olabiliriz. Bunu ikimiz de kesin olarak bilemeyiz."

Seçeneği yoktu. Geri döndü ve yürümeye devam etti...

3 yorum:

Adsız dedi ki...

...
Durgun büstte otururken içini dökmüştü birden
O kelimeleri değil, abanoz kanatlı hayvan.
Sözü bu kadarla kaldı, yerinden kıpırdamadı,
Sustu, sonra ben konuştum: "Dostlarım kaçtı yanımdan
Umutlarım gibi yarın sen de kaçarsın yanımdan."
Dedi Kuzgun: "Hiçbir zaman."

Birdenbire irkilip de o bozulan sessizlikte
"Anlaşılıyor ki" dedim, "bu sözler aklında kalan;
İnsaf bilmez felâketin kovaladığı sahibin
Sana bunları bırakmış, tekrarlıyorsun durmadan.
Umutlarına yakılmış bir ağıt gibi durmadan:
Hiç -ama hiç- hiçbir zaman."

Çekip gitti beni o gün yaslı kılan garip hüzün;
Bir koltuk çektim kapıya, karşımdaydı artık hayvan,
Sonra gömüldüm mindere, sonra daldım hayallere,
Sonra Kuzgun'u düşündüm, geçmiş yüzyıllardan kalan
Ne demek istediğini böyle kulağımda kalan.
Çatlak çatlak: ''Hiçbir zaman.''

bana bu dizeleri çağrıştırdı bütün bunlar.

October Swimmer dedi ki...

Evet, yazarken aklıma biraz Poe geldi.

Adsız dedi ki...

doğru yere parmak basmışım o halde:)